İnsan bilmediğinden korkar, korktuğunda da, ya korkusunu bastırıp kabullenir, ya da risk alır bilmediğini araştırır. Öğrendiğinde ise artık korkmaz.
Düşünür Spinozanın dediği gibi ” İnsanlar bilmediklerinin tutsağıdır. Bilgiye erişince özgür olurlar” . Yani korku tutsaklıktır aslında.
Bilmediğini kabullendiğinde ise araştırmayacağı için korku/cahillik artık kalıcıdır. Kişi durağanlaşır, sabitlenir, artık tutsaktır o.
Peki bu içimizi kemiren atalet yaratan bazen tüm diğer duyguları bastırabilen bu korkunun üzerinden nasıl gelinir..?
Korku kadar hatta dahada güçlü olan başka duygularımızı kullanarak, Umut, cesaret ve Sevgi ile korkunun üstesinde gelinebilir.
Bu 3 duygudan en önemlisi ise sevgidir. Sevgi umudu besler, umut ise cesaret verir.
Eğer içinde sevgi yoksa, insan korkuya teslim olur. Yaprak gibi sürüklenir. Hedefsiz, karanlık bir kabullenişin içinde, sadece ve sadece önüne çıkanla ve görebildiği kadarı ile yetinir.
Kalbin sevgi doluysa, nefreti kendinden uzaklaştırabiliyorsan, sevgi umudunu yeşertecek ve içindeki cesareti ortaya çıkartacak böylelikle araştıracak, öğrenecek ve korkunu yeneceksin.